22 Eylül 2016 Perşembe

İngilizce Hakkında Az Bilinenler.

Size keşfettiğim 2 gerçeği paylaşacağım.
I am gonna share with you the fact that I've found out

postoffice = posta ofis, posta ofisi değildir.
hospital = tedavi merkez, tedavi merkezi değildir.
Örneklerle bakalım.
Let's have a look with examples.

I am going to the post office means posta ofisine gidiyorum.

post office = posta ofis
the post office = posta ofisi
to the posta office = posta ofisine
I am going to the posta office = posta ofisine gidiyorum.

Türkçeden ingilizceye herzaman tam karşığını bulmak zor en iyisi ona uygun kelimeyi çevirerek bulmaktır.

Mesela Police Station means Polis İstasyon

eğer polis istasyonu dersek "the police station demek zorundayız."

police station = polis istasyon
the police station = polis istasyonu
to the police station = polis istasyonuna
I am going to the polis station = polis istasyonuna gidiyorum.

Bu daha bilinir.
This is more known

That is much known
Fiillerde ise work = çalışmak değil çalış anlamına gelir.
to work = çalışmaktır. mak ekini getiren "to" dur.

settle down = yola gel to settle down = yola gelmek
come = gel to come = gelmek.
love = sev to come = sevmek.
live = yaşa to live = yaşamak.

3 Eylül 2016 Cumartesi

Cümleler, sentences




Push = itmek, ittirmek

Hakem ile ilgili sorunun varmı ?
Do you have any problem with referee?



I've decided to shut my mouth
Ağzımı kapatmaya karar verdim.

Cümleler, sentences



Push = itmek, ittirmek

Do you have any problem with referee



I've decided to shut my mouth

Ağzımı kapatmaya karar verdim

Sentences, Cümleler

Today, we was going to go out of the house, despite that, I didn't.
Bugün, evinde dışında olacaktık, buna rağmen, çıkmadık.

Today= bugün

we = biz

we was going to go = çıkacaktık

out of the house  = evin dışarısına

despite = -a rağmen    despite that = buna rağmen

Despite the rain, we had decided to go out = yağmura rağmen dışarı çıkmaya karar vermiştik.

Despite = rağmen    rain = yağmur     the rain = yağmura

we had decided = biz karar vermiştik

to go out = dışarı çıkmak için

2 Eylül 2016 Cuma

General practice, Genel Pratik

İngilizce cümleler
                                     English sentences


Şimdi İngilizce bir çift cümle yazacağım.
I will write a couple sentences English now.

Despite him learning English for two years, he can't speak English.

O iki yıldır ingilizce öğrenmesine rağmen, ingilizce konuşamıyor


There is a man waiting at the doors.
Kapıda seni bekleyen bir adam var.

İngilizce öğrenmek sabır ve pratik gerektirir.
learning english requires patience and practice.

Biraz pratik, some practice

Bügün, eylülün ikinci ayındayız, ve hava çok iyi, hava kararıyor şimdi, şimdi karnım tok, her zamanki gibi çok yedim, ruh halim şuanda iyi.
Today, we are on the second day of the september, and it is very good, it is getting dark now, I am full know, I've eaten a lot as usual, my mood is good at the moment.

it is getting dark now = şimdi hava kararıyor.
I am full = tokum
I have eaten a lot as usual = herzamanki gibi çok yedim.
my mood is good at the moment = ruh halim iyi şu anda.

Giriş

Herkese merhaba! İngilizcede bildiğim ne varsa buradan paylaşmaya çalışacağım, benim için pratik olacak, sizde faydalanmış olacaksınız.
Hello everybody! I am gonna share whatever I know about English, it will be practice for me, you will have got as well



Basit bir kaç cümle ile başlamak istiyorum.
I want to start with a few simple sentences

Nasılsın.
How are you.

Burada kişi sen nasılsın diyor, biri size how are you dediği zaman "I am good" ve tekrar how are you diyebilirsiniz. Yani hem nasılsın hemde sen nasılsın anlamına gelir.


Here somebody is saying to you "hi" when someone says to you "I am good", and you can say again how are you . This means both nasılsın and sen nasılsın.